4 Ağu 2011

aşkı aramak.... kim bilir , aşık olacağım adamla , kaç farklı şekilde yerde, giyside, ruh halinde karşılaşmayı hayal ettim.Bir seferinde Roma'da havalimanında karşılaştığımı düşlemiştim. Bildigim, tanıdığım biriydi ama sanki Roma'da havalimanında, uçağın kalkışını beklerken karşılaşacağız; o karşılaşma anında eros oklarını fırlatacak ve biz bir rüyaya uyanacağız. Bir seferinde bir trende giderken karşılaştım. Ben şarkı söylüyordum, kitap okuyordum ve akşamın kızıllığında aşkımla karşılaşmayı düşünüyordum. Şarkımı tam bitiridim ki, küçük bir tebrik ve alkış sesi geldi. Döndüm ve eros yine orada hınzır hınzır karşımdaki insanın sağ omuzundan oku fırlattı. Tam kalbime isabet etmedi ki içimde bir şüphe kaldı. O bana birden kendini anlatmaya başladı. Profösörmüş. 2 üniversitede çalışıp, sık sık bu yollarda gidip geliyormuş ve o da aşkını arıyormuş yollarda. Oysa ben "içimden parçalarımı arıyorum, ekisğim" demesini tercih ederdim. Demedi. Gösterdiği kimlik kartıyla bir güven oluşturmak istedi. Benden telefonumu istedi. Onun aurasına girmemek imkansızdı. Ellerim makhum verdim telefonumu. Aylar yıllar sonra Roma'dayken bir telefon adım. O arıyordu. Palermo'da olduğunu, ben istersem Roma'ya gelip beni ziyaret edebileceğini söyledi.Buluşmadık. Çünkü ok kalbime düşmemişti. Boylece aradığım aşkla Roma'da karşılaşma hayalim de son buldu. Roma'yı elemek zorunda kaldım. Her mekana tek şans veriyorum, dünyada bunca mekan varken.

Sonra bir gun Bodrum'dan dönerken karşılaştım. Uçakta. Ok tam saplanacaktı ki çürük çıktı galiba, kalbimin üstünde paramparça oldu. Okuduğum dergiye kafasını uzatan kişi, belliki benden daha alışık biriydi yol arkadaşlıklarına. Üstünde durmak iyi olabilirdi ama aşk  işte. okun saplanıvermesi gerekiyor.

Aşk beklenmedik zamanda, beklenmedik biçimde gelmeli hayatımıza. Şİmdiye kadar görgüğümüz, izlediğimiz tüm filmlerden, tüm kitaplar, tüm öykülerden farklı. Çünkü bizim aşkımız o. Bir kez yaşanası birşey. Geliverip yerleşmeli. Bu aşk bu tutku aslında sadece bir insana degil,  birşeye duyulan aşk olmalı. Aşk parçalanıp bölünmez, toplanıp çıkarılmaz, bütünleştirir ama yarım olanı kabul etmez. Tek tarafı olmaz. Aşk çoğaltır, aşk üretir. Küçüğü büyüğü de yoktur aşkın, altını gümüşü de yoktur. Aşk aşktır. Dayımın yengeme duydugu, ona olan öfkesinden başını beladan kurtaramadığı aşk ile, Leyla ile Mecnunun aşkının farkı yoktur.

Ama bazen aşk bir meze olursa, ona sahip olmak isteyenler sadece onu kullanmak isterlerse işte o zaman aşka ihanet edilir. Aşk kimsenin tekeline girmeyecek, kimseye oyuncak olamayacak kadar başınabuyruktur yaşamda. Sakın aşkı eline almaya, onu tutmaya, hapsetmeye çalışma, Sudan akışkan, havadan geçirgen ve şeffaftır aşk. göremezsin, saklayamazsın.

Aşk dışavurum ister, ister ki tıpkı Hızır Aleyselam gibi geçtiği yerler yeşile bürünsün. Bilsin insanlar burada aşk var.Aşk kadının dudağına düşmüş, erkeğin gözlerinde. Aşk gelir konar.

Aşk sabır da ister. Bazen arzular öncellemek ister zamanı ama aşk inatçıdır, inatla direnir arzuya.
Ben arıyorum yıllardır. Henüz bulamadım. Mevlana Şems ile 37'de karşılaşmış. Ben 36 yaşındayım. Hala vakit var aşkı bulmaya. Aşkı yaşamaya.

Hiç yorum yok:

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı