25 Eki 2010

BEN TURİST DEGİLİM

Ben Turist Değilim!
Her yıl binlerce gönüllü sırt çantalarını sırtlarına takıp yer değiştiriyor, yol gidiyor. Gittikleri yerlerde iz bırakıyor, bir daha gelip izine bakma şansı olmasa ne fark eder. Bir zamanlar oradaydılar.
Yüzde 80’ini 16-26 yaş arasındaki gezginlerden oluşan topluluk yakalarında “Ben Turist Değilim!” sloganları ile dolaşıyorlar ve gittikleri yere ait olma süresini kısaltmada son derece başarılılar.
Kimsenin geleneğini, davranışlarını, mutfağını reddetmeden, dışlamadan, yadsımadan, yadırgamadan bu yolculuğun tadına varıyorlar. Gençlerin insanların yaşam biçimlerini deneyimlemek, keşfetmek için seçtikleri en etkili yollardan biri gönüllü çalışma kampları. Bu kamplar sayesinde hem gezip görüp keşfediyorlar hem de tatillerini unutulmaya yüz tutmuş  diye defalarca söylediğimiz ve savunduğumuz,  değerleri korumak için değerlendiriyorlar. Dünyayı geziyorlar, dur durak bilmiyorlar… Dünya genelinde 82 ülkedeki 162 kuruluşun programları sayesinde yapılan bu gezilerin maliyetleri de çok düşük olunca gençlerin kendilerini geliştirme fırsatları, şansları da artıyor.  
Türkiye’de de Gençtur tarafından organize edilen gençlik kampları her yıl yaklaşık 500 gönüllüye ev sahipliği yapıyor. 30 yıldır yürütülen çalışmalara bu yıl yeni bir başlık ekleniyor. TA-TU-TA çiftliklerinde Gönüllü Çalışma Kampı. Hali hazırda TA-TU-TA çiftliklerinin yerleşimlerini ve konuk ziyaretlerini organize eden Gençtur’un Yakabağ çitliği sahibi Sinan Anadol ile işbirliği içinde gerçekleştireceği kampa 15 kişi katılacak. Kendini ifade edecek kadar İngilizce bilen Türklere de açık olan uluslararası kamp, 1- 16 Kasım 2009 tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Kamp süresince gönüllüler Yakabağ’ın sessiz, eşsiz, huzurlu, güvenilir havası içinde hem çalışacaklar hem de İlham Atölyelerine katılarak becerilerini geliştirme fırsatı da bulacaklar. Derinin Değişen üç yüze yolculuğunun en yakın tanıkları olacaklar. Doğal arınma biçimleri ile sağlıklı bir 2 hafta geçirecekler.
Yakabağ Çiftliği Muğla Fethiye’de 23 dönüm zeytin, 3 dönüm portakal bahçesi üzerine kurulmuş bir çiftlik. 150 yıllık taş bir binayı Sinan, eşi ve 3 arkadaşı ev ve konuklarını ağırlayacakları misafirhane haline dönüştürmüşler. Çiftlikte konvansiyonel yüzme havuzundan, SPA’ya, masaja, doğal arınma terapilerine (mevsimine göre beslenme biçimi-Toprak Anadan Gök Babaya Sesleniş Ayini ve…), zeytinyağı üretimi için bilinen en eski yöntem olan ayaklı sisteme kadar her şey var.  
Gün boyunca zeytin toplayıp, yağ üretecek olan gençler yorgunluklarını tatlı bir huzur içinde atacaklar. Antik kentlerin, plajın tadını çıkaracaklar, orman alan içinde yapacakları yürüyüşlerle,  kim bilir belki doğa ile yeniden barışacaklar, dostluk kuracaklar.  Sizler de eko çiftliklerden aldığınız zeytinyağlarında onların emeğini hissedeceksiniz. 
Bir köy evinde kalarak Akdeniz’in geleneksel yaşamına tanık olun.
140 yıllık eski bir taş evde uyuyun, geleneksel yöntemleri kullanarak kendi şarabınızı ve zeytinyağınızı üretin.Günün birinde metronun sıkıcı yaşamına rest çekip gitmek düşüne sahipseniz; ama  önce bu düşü bir deneyimlemek, zorluklarını ve keşfini yerinde görmek istiyorsanız TA-TU-TA’yla yolculuk edin. Sinan ve arkadaşları komin yaşamı hayata geçirebilmek için kolları sıvamışlar, önce onları görün, sonra kendi yolculuğunuza daha emin adımlarla başlayın.

Hiç yorum yok:

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı